Uyurken vücudunuzu yıpratan alışkanlık: Siz hangi pozisyonda yatıyorsunuz?

Uyku Pozisyonlarının Sağlığımıza Etkileri

Uykunun kalitesi ve süresi, sağlığımızı doğrudan etkileyen önemli bir faktördür. Ancak asıl dikkat edilmesi gereken nokta uyumak değil, nasıl uyumak olduğudur. Bilimsel araştırmalar, tercih ettiğimiz uyku pozisyonlarının beyin sağlığından omurga yapısına kadar pek çok fizyolojik süreci etkilediğini ortaya koymaktadır.

Prof. Dr. Sinem İliaz’ın aktardığına göre, belirli uyku pozisyonlarının belirli hastalık risklerini azalttığı görülmektedir. Journal of Neuroscience tarafından 2015 yılında yapılan bir çalışma, yan yatış pozisyonunda beyin omurilik sıvısının daha etkin bir şekilde drenajını sağladığını ortaya koymuştur.

Prof. Dr. İliaz, bu durumun nörodejeneratif hastalıkların önlenmesi açısından önemli olduğunu belirtmekle birlikte, konunun halen araştırma aşamasında olduğuna vurgu yapmaktadır.

Uyku Pozisyonlarına Dikkat!

Apne veya reflü hastalarının sırtüstü yatmaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. İliaz, omurga ve boyun sağlığı açısından en az önerilen pozisyonunun yüzüstü uyumak olduğunu belirtmektedir.

“Sırtüstü Uyumak Dil Problemlerine Neden Olabilir”

Prof. Dr. Sinem İliaz’a göre, sol yan pozisyonunda uyumak reflü semptomlarını azaltırken, sağ yan veya sırtüstü uyumak mide içeriğinin yemek borusuna kaçmasını kolaylaştırabilir.

Obstrüktif uyku apnesi hastalarında sırtüstü yatmanın dil problemlerine ve hava yolunun tıkanmasına yol açabileceğini aktaran Prof. Dr. İliaz, yan pozisyonda yatmanın apne ataklarını azaltabileceğini belirtmektedir.

Boyun ve bel ağrısı yaşayan kişilerin yüzüstü uyumaları durumunda, boyun ağrılarını artırabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Sinem İliaz, yan yatış pozisyonunda ise omurga hizalamasına yardımcı olması için dizler arasına yastık koymayı önermektedir.

Hamile kadınlar için ise Prof. Dr. İliaz, sol yan pozisyonun fetüse giden kan akımını artırabileceğini ve bu nedenle önerilen pozisyonun sol yan uyumak olduğunu belirtmektedir. Ayrıca, sırtüstü uyumanın özellikle son trimesterde “vena cava” basısını artırarak hipotansiyona neden olabileceğini hatırlatmaktadır.

Related Posts

Genç yaşlarda omurgasına özen gösteren kadınların 50 yaş sonrası rahat geçiyor

Omurga, vücudu birbiriyle devamlı iletişim halindeki kaslar sayesinde ayakta tutan bir sistemdir. Ana yapısını kemik-iskelet, bunlara hareket kabiliyeti veren eklemler ve güç üreten kaslar oluşturur. Uzm. Dr. Ayşe Yener Güçlü, kadınlarda görülen omurga rahatsızlıkları hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.

Cildiniz ve saçlarınız kuru ve cansız mı? Nedeni bu hastalık olabilir!

“Sürekli yorgun ve bitkin hissediyorum”, “Sabahları yataktan kalkmakta zorlanıyorum”, “Kendimi bir türlü ısıtamıyorum, sürekli üşüyorum”, “Su içsem kilo alıyorum”… Bu ve benzeri şikayetler Hashimoto (Haşimato) hastalığının belirtileri olabilir. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Zeynep Ece Demirbaş, Hashimoto’nun öne çıkan 10 belirtisini sıraladı.

Uzmanından “Aşırı sıcaklar kalbin yükünü artırıyor” uyarısı: Kalp hastaları hangi önlemleri almalı?

Uzmanından “Aşırı sıcaklar kalbin yükünü artırıyor” uyarısı: Kalp hastaları hangi önlemleri almalı?

Hipertansiyona yakalanma riski ileri yaşlarda artıyor

Bayındır Söğütözü Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mutlu Güngör, özellikle menopoz sonrası kadınlar ve 40 yaş üzeri erkeklerde hipertansiyonun daha yaygın görüldüğünü belirtti.

Diz kireçlenmesine anjiyo çözümü: Yüzde 80 hasta memnuniyeti var

Diz kireçlenmelerinde cerrahi müdahaleye alternatif bir yöntem olarak öne çıkan ve yaklaşık 1 saat süren bir operasyon olan “Genikulat Arter Embolizasyonu” tekniği hastaların yaşam kalitelerini artırıyor.

Yaşlılıkta Fiziksel Aktivite Kronik Hastalık Riskini Azaltır

Yaşlılıkta fiziksel aktivite ve egzersiz kronik hastalık riskini azaltıyor! Yaşlılık döneminde sağlık durumunun korunmasının önemine dikkat çeken uzmanlar, fiziksel aktivitenin sağlığın korunmasında kritik rol oynadığını söylüyor.